Bakkal amca, bakkal amca, helva yapsana…
Günümüz dünyasında ülkelerin sayısı her geçen gün değişmekle birlikte BM’ye üye ülke sayısı 193’dir. Büyük veya küçük, etkili veya etkisiz dünya üzerindeki her devletin ve toplumun kendine özgü bir yönetim şekli vardır. Çoğu zaman ülkelerin ve toplumların, yönetim ve anlayışları bakımından birbirinden etkilendiği görülür. Doğal olarak güçlü ve gelişmiş ülkeler diğer ülkeleri istedikleri gibi yönlendirir, hatta yönetirler. Diğer yandan binlerce yıllık köklü bir geçmişe, geleneğe sahip olan ülkemiz de, kendinden önce bu topraklara egemen olmuş, uygarlıklar kurmuş Osmanlı, Selçuklu, Bizans ve Roma, hatta çok daha eski dönemlerinin etki ve izlerini taşır.
Türkiye Cumhuriyeti bir anlamda Osmanlının mirası ve devamı niteliğindedir. Yönetim anlayışı açısından Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Moğollar gibi Anadolu topraklarında egemen olmuş Osmanlı Devleti de 1864’yılına kadar, eyaletler (beylerbeyliği) ve tımar (vergilendirme ve toprak işleme) sistemi ile yönetilmiş. Ancak 17-18 yüzyıldan itibaren tımar sisteminde meydana gelen bozulmalar sonucu eyalet sisteminden terk edilerek, Fransa’da olduğu vilayet yönetim şekline geçilmiş.
Ülkemiz, merkezi yönetim olarak 81 il, 922 ilçeden (kaymakamlık), yerel yönetim olarak 30 büyükşehir, 51 şehir olmak üzere toplam 1402 belediyeden meydana gelir. İçişleri Bakanlığına bağlı bu yönetim sisteminde, valiler ve kaymakamlar merkezi yönetimi, belediye başkanları ve muhtarlar ise yerel yönetimleri temsil eder. Vali ve kaymakam merkezi yönetim tarafından atanır, belediye başkanları, muhtarlar ise belirli bir süre ve dönem için halk tarafından seçilir. Vali, kaymakam, belediye başkanları ve muhtarlar yasa ile belirlenmiş yetki ve sorumluluk çerçevesinde görev yaparlar.
Bölgenin ve halkın huzuru, güvenliği ve sosyal, kültürel ve ekonomik olarak gelişmesi, merkezi yönetim ile yerel yönetimin uyum içinde çalışması ile mümkündür. Ortaya çıkan anlaşmazlıklar, çatışmalar halkın zarar görmesine neden olur.
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP’li adaylar büyük bir başarı ile çıkmış, Mersin büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, 625 bin 658 ve %59,52 gibi rekor bir oyla yeniden seçilerek güven tazelemiştir. Anamur, Türkiye’nin olduğu kadar Mersin merkeze en uzak ilçesi olarak Başkan Vahap Seçer’e 26 bin 110 oy vererek desteğini göstermiştir. Öbür taraftan, CHP adayı Durmuş Deniz 25 bin 064 oy alarak başkan seçilmiştir.
Belediye Meclisi seçim sonuçlarına göre, Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinin 79 üyesinden 41’i CHP’li üyelerden meydana gelmektedir. MHP’li, AK Partili (Cumhur İttifakı) üyeler hariç, DEM ve İyi Partili üyeler de bu sayıya eklendiğinde Başkan Vahap Seçer’in meclise getireceği öneri ve kararlar bakımından eli rahattır. Anamur Belediye Meclisinde de Başkan Durmuş Deniz’in mecliste gerekli çoğunlu vardır.
Özet olarak, Mersin Büyükşehirde Başkanı Seçer’in, Anamur Belediye Başkanı Deniz’in yapmak isteyecekleri işler ve projeler konusunda nitelikli meclis çoğunluğu vardır.
Belediye başkanları 5 yıl veya 60 ay için seçilir. Bazen bakarsın bu süre, erken seçim nedeniyle daha da kısalabilir. O nedenle yeni seçilen başkanlar, beş yıl bitmez deyip yan, gelip yatmasınlar. İyi çalışıp, vatandaşın gönlüne girmeye baksınlar. Yoksa dönem sonunda vatandaşın tokadı yaman olur.
Sorumlu bir vatandaş olarak, yetki ve sorumluluk olarak halka hesap verme durumunda olan kurum ve kuruluşların ve yönetimlerinin takibindeyiz. İyi olanı, yapılanları takdir eder, alkışlar, yapılamayan veya yanlış olanları da eleştirir, düzeltilmesini, bize anlayış göstermelerini bekleriz.
Halk arasında meşhur bir türküde;
“Bakkal amca, bakkal amca,
Yağın var mı?
Var, var,
Unun var mı?
Var, var
Şekerin var mı?
Var, var
Helva yapsana, vay vay, helva yapsana, denir. Haydi, bakalım kolay gelsin…
Hoşça ve sağlıcakla kalın.
Kurban bayramınız kutlu olsun.