31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak yerel seçimler gündemin ilk sırasındaki yerini koruyor. Seçime üç hafta kaldı ve seçim takvimi işlemeye devam ediyor. 3 Martta seçime hangi partilerin, belediye başkan adaylarının kim olduğu, kentin veya beldenin yönetiminde söz sahibi olacak meclis üye listeleri, il genel meclisi üyeliği adaylıkları kesinleşerek ilan edildi. Bundan sonra meydana gelecek değişiklik veya boşalmalar için her hangi bir işlem yapılamayacak ve seçime öyle gidilecek.
Seçim takvimi işlemeye devam eder ve sonuçlar belli oluncaya kadar, seçimleri hangi parti ve aday kazanır onlar konuşulup yazılıp çizilecek. Biz de gelişmeleri takip etmeye, karşılaştığımız insanların görüş ve düşüncesini, tutum ve davranışlarını izlemeye ve aktarmaya devam edeceğiz. Elbette her yarışın olduğu gibi seçim yarışının da bir kazananı ve kaybedenleri olacak. Bize göre yarışın kazananı sosyal, kültürel ve ekonomik olarak vatandaşı gören, sarıp sarmalayan, dokunabilen, daha doğrusu gönül bağı kurabilen parti ve adaylar olacak. Örneğin seçimden sonra vatandaşı unutmuş, görmemezlikten gelmiş, küçük görmüş, yeri gelmiş azarlamışsan, artık o insanların oyunu alamazsın. Hatırlatalım, tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.
Günümüzde iletişim ve haberleşme araçları o kadar çoğaldı ki, birini kontrol etsen, diğerine sözün geçmez. O nedenle seçimlerde başarının yolu doğru iletişim ve hızlı haberleşmeden geçer. Bunun yanında toplumdaki imajın, nasıl bir etki yaptığın çok önemli. İnsanlara dünyaları versen de toplumda olumlu bir etki gösterememiş isen, partin de, liderin de bir şey yapamaz, güvendiğin dağlara kar yağar, üşürsün.
Siz de farkındasınız; bu sene kış, önceki yıllara göre oldukça ılık, hatta sıcak geçti. Artık üçüncü cemre de toprağa düştüğüne göre bahar gelmiş, toprak ana yeniden canlanmaya başlamış demektir. Daha önce yayımlanan yazılarımızda sözünü ettiğimiz gibi, Anamur ve Bozyazı bulunduğu çevre ve iklim şartları gereği yazları sıcak, kışları ılık ve yağışlıdır. Nem oranı yaz, kış yüksektir. Nem oranın yüksek olması yazın aşırı terlemeyi, kışın daha çok üşümeyi beraberinde getirir. Bu durum, insanları yazın serinlemek için yüksek ve serin yerlere, yaylalara göç etmeyi, deniz kıyısından, sahilden yazlık konutlar edinmeyi, biraz daha çok klima çalıştırmayı, dolayısıyla daha çok masraf etmeyi beraberinde getirir.
Çevremizde bu sene, kış mevsimi pek fazla soğuk olmadı. İnsanlar ısınmak için kullandıkları soba, klima ve kaloriferlere ihtiyaç duymadı. Ama bu hep böyle olacak diye bir şey yok. Bazen yaz veya kış zorlu geçer, bazen kolay olur. Bu bölgede kışın ağır geçmesi, yağışın az veya çık olması su kaynakları bakımından çok önemli bir husustur. Çünkü yazın suların az olması veya su kaynaklarının kuruması, susuzluk her bakımdan büyük bir sorundur.
Su ve su kaynakları dün olduğu gibi bugün ve yarın da devletlerin, milletlerin devamı açısından hayati bir öneme sahiptir. İçinde bulunduğumuz bölge Toros Dağlarının ve Taşeli Platosunun güney taraflarıdır. Torosların yüksek kesimlerine yağan yağmur ve kar suları, coğrafi yapıya bağlı olarak yeraltı dehliz ve mağaralarında birikerek, nehir, çay ve dereleri besler. Karstik özelliklere sahip irili ufaklı binlerce yeraltı mağarası bölgenin adeta su deposu gibidir.
Son zamanlarda bölgenin yüksek kesimlerinde maden ruhsatı verildiği, aramaların yapıldığı, rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri yapılmak istendiğini duyuyor ve okuyoruz. Çok özel bir yapıya sahip bu bölgenin yapısında meydana gelecek değişiklik ve bozulmalar, yeraltı su kaynaklarını da olumsuz şekilde etkileyecek ve susuzluğa neden olabilecektir. Bu nedenle yaylalarda yapılması düşünülen tesis ve yapılaşmalar için iki kere düşünülmesi gerekiyor. Doğal yapının korunmasının yanı sıra eldeki su kaynaklarının da verimli şekillerde kullanılması geleceğimiz açısından çok önemli bir konudur.