Sayın Kenan Evren’in Cumhurbaşkanı olarak Anamur’a gelişlerinde İmam Hatip Lisesini ziyaret edeceği bildirilmişken, Kenan Evren programında değişiklik yapmış İmam Hatip Lisesini ziyaret edememiş yerine sayın Valimizi ve diğer mülki erkanı göndermişti..
Sayın Valimizin Cumhurbaşkanı adına İmam Hatip Lisesi ziyaretindeki bir anıyı da sizlerle paylaşmak istiyorum:
Mersin Valisi ve diğer mülki erkân ders esnasında okulu gezerken Vali aniden bir sınıfın kapısını açmış arkasında gazeteciler, İlçe kaymakamı ve bir kısım misafirlerle birlikte sınıfa girmiştik…
Öğrenciler günlerce önceden hazırlıklıydı…
Her türlü eğitimlerini almışlar ve onlar da sayın Kenan Evren’in okullarını ziyaret edeceğini düşünerek tatlı bir heyecana bürünmüşlerdi…
Sınıf kapısının aniden açılışı… Sınıftaki öğrenci sayısı kadar kişinin kapıda belirmesi…
Günaydın’a karşılık “Sağol” sesinin okul dışına kadar yansıması… Öğrencilerde değil de içeri girenlerde bir şaşkınlık… Gözlerinin içi gülen öğrenciler…
Ders Felsefe dersiydi ve öğretmende merhum sayın Şefik Kayabaşı ismindeki felsefe öğretmenimizdi.
Sayın Valimiz öğrencilere günaydın dedikten sonra öğretmenimizin yanına yaklaşmış, elini sıkmış ve dersin ne olduğunu sormuştu…
Çok başarılı bir öğretmen olan sayın Şefik Kayabaşı: “Felsefe…”demişti…
Sayın Valimiz; “Felsefe öğretmenleri biraz deli olur diyorlar… Ne dersiniz?” diye ortaya buz gibi bir laf atmıştı… Hepimiz donup kalmıştık… Öğretmen ne diyecekti… Şaşırmıştık…
Ders Şefik beyin dersiydi ve sorunun muhatabı da oydu… Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal misali… Vali ve öğretmen yüz yüzeydi…
Şefik bey hafifçe yönünü öğrencilere döndü ve “Evet çocuklar… Nerde kalmıştık? Hani bazı kişiler “Felsefe öğretmenleri biraz deli olur” derler ya…’’ Hani bazı kişiler Felsefe dersini küçümserler ya…
Oysa Felsefe doğru düşünmenin, doğruyu bulmanın yoludur… Felsefe öğretmeni de doğruyu düşünen, doğruyu konuşan kimsedir…”
Yer yarılsa içine girecektik…
Bu ne biçim diyalogdu? Şefik bey sayın Valimize dönerek tekrar; “Buyurun sayın Valim…Dersimiz Felsefe…Sizde felsefe öğretmenisiniz…İşte öğrencileriniz…”deyip kenara çekilmesin mi?
Artık Valinin ne dediğini, sınıftan nasıl çıktığımızı, ikram ettiğimiz yiyecek ve içeceklerin nasıl yendiğini, Vali ve beraberindekileri nasıl uğurladığımızı şu anda hatırlayamıyorum bile…
Bu okul ziyaretinden bir gün sonra ulusal ve mahalli basında okulumuzdan övgüyle söz edilmiş, Milliyet gazetesinde okulumuzdan örnek okul diye bahsedilmiş ve sayın Valimiz okulumuz adına şahsıma takdirname göndermişti.
Gelelim İmam Hatip Lisesindeki sportif ve kültürel faaliyetlere…
Anamur İmam Hatip Lisesi yeni binamıza taşındıktan sonra sportif ve kültürel faaliyetlerde ilçemizdeki bütün orta dereceli okullarla yarışır hale gelmişti.
Burada okullar arası yapılan kros müsabakalarından, kaymakamlık kupası voleybol müsabakalarından, Tiyatro çalışmalarından ve bilgi yarışmalarından söz etmek istiyorum:
O dönemler okullar arası sportif faaliyetlerin en yaygın olduğu dönemlerdi…
Genelde kros müsabakaları ve voleybol müsabakaları revaçtaydı.
Kros müsabakalarına katılan öğrencilerimize elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorduk…
Bu yarışmaya katılan gençler okullarının adını duyurabilmek için canla başla çalışıyorlar ve lise erkekler arasında takım halinde birinci oldukları gibi ferdi 1.2.3.lükleri de kazanıyorlardı…
Yeri gelmişken krosta her yıl birinci gelen sevgili öğrencimiz Kemal Kart’tan bahsetmek istiyorum…
Kemal iyi bir öğrencimizdi… Krosta çok başarılıydı… Neredeyse Türkiye şampiyonasındaki dereceler kadar hızlı koşabiliyordu…
Her yıl üst üste aldığı dereceleri İçel İl’ine bildirmiştik…
Görüştüğümüz beden eğitimi öğretmenleri de onun dakikada koştuğu derecenin Türkiye şampiyonlarına yakın olduğunu belirtiyorlardı…
İl Milli Eğitim müdürlüğüne yazdığımız yazılar semeresini vermiş ve Kemal Kart Türkiye okullar arası kros müsabakalarında İçeli temsil etmek üzere çağrılmıştı…
Çağrı yazısında kıyafetin İl tarafından verileceği yazıyordu…
İl Milli Eğitim müdürlüğünden gelen yazıya güvenerek kros için gerekli olan kıyafetleri ayarlamadan Kemal’i İçel’e göndermiştik…
İl’de 1 gece misafir edilen Kemal, diğer öğrencilerle birlikte Türkiye Şampiyonası için Ankara’ya götürülmüştü…
Kemal İl’den ayrılmadan beden eğitimi öğretmenlerine kıyafetini sorduğu zaman da beden eğitimi öğretmenleri yarışmaya başlamadan Ankara’da vereceklerini söylemişler…
Yarışma saatinde ısınma hareketleri yaparken de kendisinin İçel İli içindeki okullardan olmadığını, Anamur’dan geldiğini, bu sebeple kıyafet veremeyeceklerini söylemişler…
Yarışmaya kar üstünde yalın ayakla katılan Kemal, Türkiye şampiyonu olan öğrenciyle başa baş bir müsabaka çıkardığını, ayakkabısı olsa birinci gelmesinin kesin olduğunu döndükten sonra arkadaşlarına anlatmış, bense Beden eğitimi öğretmenlerinin yaptığı yanlı davranışın utancını ruhumda hissettiğim için Kemal’i çağıramamıştım bile…
İşte Mersin İl’inde böyle sadece kendini ve kendi okulunu düşünen öğretmenlerimiz de vardı…
Sportif faaliyetlerde okullar arası Voleybol müsabakaları yapılıyor ve iyi dereceler elde ediyorduk…
Bunun yanında İlçe bazında Kaymakamlık Kupası voleybol müsabakaları da yapılıyordu.
Beden Eğitimi öğretmenimiz sayın Osman Ertuğrul şahsi çabaları ile okulun bahçesine beton döktürmek suretiyle güzel bir voleybol sahası yapılmasını sağlamıştı…
Sınıflar arası voleybol müsabakaları tertip ederek okul takımını hazırlamıştı…
İşte bu takım hem okullar arası müsabakalarda hem de kaymakamlık kupası müsabakalarında çok başarılı oluyordu…
Bu konuda da bir müsabakamızı örnek olarak anlatmak istiyorum:
Yukarıda bahsettiğim gibi 6-7 yıl 3 ayrı görev yapmıştım ve sonunda İlçe Eğitim Müdürlüğü İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne dönüşmüş, Anamur Lisesine asaleten müdür atanmış ve ben İmam Hatip Lisesi müdürlüğünde tek görev olarak çalışmaya başlamıştım.
Kaymakamlık makamı her yıl olduğu gibi yine “Kaymakamlık kupası voleybol müsabakası” düzenlemişti.
Müsabakalara Anamur Lisesi, Ticaret lisesi, İmam Hatip Lisesi, Endüstri meslek lisesi, İlçe Milli Eğitim müdürlüğü gibi okul ve eğitim kurumlarıyla, Orman İşletme müdürlüğü gibi resmi dairelerle, köy takımları ve sivil kitle örgütlerinin kurduğu 20’ye yakın takım katılmıştı…
Eşleşmeler yapılmış, müsabakalar 5 set üzerinden ve eleme usulüyle yapılıyordu… Mağlup olan takım eleniyordu…
İmam-Hatip Lisesi önüne gelen takımı eliyordu…
En sona iki takım kalmıştı; İlçe Milli Eğitim müdürlüğü ve İmam-Hatip Lisesi…
Heyecan doruktaydı.
Aylardır devam eden müsabakalarda öğrenciler çok yorgun düşmüştü. Özel bir beslenme uygulamış, öğrencileri diri tutmaya çalışıyorduk…
Final günü müsabakanın yapıldığı Anamur İlköğretim okulu spor salonu tıklım – tıklım dolmuştu… Artık seyirciler de ikiye ayrılmıştı…
İmam Hatip Lisesinin yendiği takımları tutanlar İlçe Milli Eğitim müdürlüğünü, İlçe milli Eğitim müdürlüğünün yendiği takımları tutanlar İmam Hatip Lisesi takımı destekliyorlardı…
Başa baş bir seyirci kitlesi oluşmuştu… Birbirine sevecen bakan, birbiriyle barışık kaliteli bir seyirci kitlesi…
Öyle bir müsabaka olmuştu ki dillere destan…
Hoşça kalınız.
