Nuh AKKUŞ
Parti Okulu Eğitmeni, E.İlçe Yöneticisi Mesut Güven, “28 Mayıs 2023 Seçim sonuçları açıklanıp Sn. Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybettiği günden beri; CHP’de değişim isteyen (ancak neyin, ne şekilde, kiminle, nasıl değişeceği belirsizliğini açıklamadan) CHP’ni en az yirmi yıldır yönetiyor olup, yönetmeye aday kişiler, iki buçuk aydır iktidar, muhalefet yanlısı televizyonları, sosyal medyayı, kamuoyunu meşgul ediyorsunuz, bu nedenle Ülkeyi yönetemeyen, yoksulu, dar gelirliyi vergi yükü ve zamlarla, sefalet içinde inim-inim inleten, özgürlükleri sıfırlayan, doğayı, yer altı, yerüstü kaynaklarını peşkeş çekip, yağmalayan İktidarın hiç konuşulmamasını sağladığınız için AKP İktidarı size minnettar.
Değişim isteyen, çoğu Avrupa Ülkesinden büyük İstanbul’u yöneten Belediye Başkanımız Sn. İmamoğlu; İstanbul’un sorunları yok mu? Yedi ay sonra seçmenin karşısına çıkacağız karneniz pekiyi mi? Yeniden CHP nin İstanbul’u kazanması için, gerektiği kadar enerjinizi İstanbul’a harcadınız mı? Seçildiğiniz günden beri, Karadenizlerde, Anadolu’da, Ülkeyi yönetme adına geziyorsunuz, Keşke Ankara Bld. Bşk. nın yaptığı gibi önce İstanbul’u çok iyi bir şekilde yönetip günü gelince nereye aday olacaksanız usulüne uygun aday olup kazansanız, bizlerde arkanızda durup mücadele verseydik. Eğer Kılıçdaroğlu yetersiz biriydi ise niye seçimlerde onun yardımcılığını kabul ettiniz? Seçmene Kılıçdaroğlu başaralı, kazanacağız dediniz? Bu gün CHP’ye saldıranlarla kucaklaştınız durdunuz?
Değişim isteyen, on beş yıldır sn. Kılıçdaroğlu ile partiyi yöneten üst kurul üyeleri; Seçim sonuçları belli olana kadar siz, sn Kılıçdaroğlu’nu çok başarılı bulup beraber siyaset yapmadınız mı? O seçim çalışması için partiden giderken arkasından ağlamadınız mı? MYK dan gönderildiğiniz için, yeni bir aday acaba yanına alır da siyasette söz sahibi olma koltuğu kaparmıyım diye, eskiden çok iyisin Gn. Bşk.ım dediğiniz adamı şimdi satma uğraşındasınız. Madem Kılıçdaroğlu partiyi kötü yönetiyordu, neden Grup Bşk. Vekilliğinden, Gn. Bşk. Yrdc. lığından o zaman istifa edip yanlış yapıyorsun demediniz.
İki buçuk aydır, DEĞİŞİM deniyor, neyin değişimi henüz açıklanmadı. Ama kamuoyunun meşgul edilmesi başarıldı. Gn. Bşk. Kılıçdaroğlu gitsin deniyor, Yerine ben daha iyi yaparım diyen yok. Tüzükle ilgili şöyle değişiklik olsun diyen yok, ben Ülkeyi şöyle yöneteceğim, şu şekilde seçim kazanıp iktidar olacağım, şu şekilde partiyi büyüteceğim, iç politikada şöyle, dış politikada böyle bir siyaset izleyeceğim, partimi şu çizgide yöneteceğim diyen yok.
Oysa süreç başlamış; İlçe delege seçimleri yapılmakta, İlçe Seçimleri, İl Seçimleri yapılacak, Kurultay delegeleri belirlenecek ve partinin en üst kurulu, Kurultay da tüzük mü yenilenecek, Gn. Bşk. mı değişecek, mücadeleye girersin, delegenin güvenini alır istediğin yere seçilirsin biz üyelerde alkışlar yolumuza devam ederiz.
İki buçuk aydır ne yapılıyor; AKP’nin istediği yapılıyor. Kamuoyunu meşgul eden bir gündem yaratılıyor. Toplum; zammı, açlığı, yoksulluğu, peşkeşi, doğa katliamını, baskı ve zulmü, Cumhuriyet değerlerinin yok edilişini konuşacağı yerde, CHP’sindeki kaosu konuşuyor. CHP’sinin her üyesi, ateşli savunucusu, yöneten il ilçe yöneticileri bile CHP’yi savunamaz hale getiriliyor, soğuyor, hatta istifa ediyor. Bu durumda siz kime hizmet ettiğinizi herhalde bir gün düşünürsünüz. Ama ben düşüneceğinizi sanmıyorum, Kasıma kadar daha uzatılan mikrofonlara CHP’ye zarar veren demeçler vermeye devam edeceksiniz, kaybeden CHP’si olacak.
Yazıyı yazan olarak ben, on üç yıldır partim için, Ülkemin gelişmesi için mücadelenin en koyu şekilde içindeyim. Elli altı mahallenin hepsinin sokaklarında ayak izim var. İlçe yöneticiliği yaptım, on yıldır parti eğitmeniyim Mersin’in on ilçesine cebimden harcayarak eğitime koştum. Makam mevki beklentim yok. Artık Gn. Bşk. Kılıçdaroğlu bırakmalıdır da diyorum. Bu güne kadar yaptığı mücadeleden, partiyi dağıtmadan bir arada tutmasından dolayı memnun ve şükran borçluyum. CHP’sini her önüne gelenin yönetemeyeceğinin farkındayım. En önemlisi de Gn. Bşk. değişimlerinin iki buçuk aydır yapılan mücadele şekliyle değişmeyeceğini, bunun partiye zarar verdiğini, hatta dersini verdiğim tüzük kurallarına uymadığını yazmak istedim. Saygılarımla.”
Muhabir
Muhabir
