Koronavirüs nedeniyle 2 yıldır yapılamayan Hac yolculuğu başta İstanbul olmak üzere kafileler halinde başlamıştır.
İstanbul’da ilk hac kafilesi, Osmanlı’da sürre alayının uğurlandığı İstanbul Harem'den dualarla uğurlanmıştır. Törende konuşan Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş, "Hac kötülük adına ne varsa aklından, kalbinden ve hayatından çıkarmaktır" demiştir.
Evet…2 yıl aranın ardından İstanbu'da ilk kafile yola çıkmıştır.
Hacı adayları İstanbul Harem'den kutsal topraklara törenle uğurlanmıştır.
Osmanlı’da sürre alayı her yıl hac mevsiminde İstanbul’dan büyük bir merasimle uğurlanıyordu.
Bu yıl da hacı adayları Haremeyne yolculuk için İstanbul haremde sürre alayının toplandığı noktada bir araya geldiler. Törene Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da katılmıştır.
“İşte burada bir asır sonra, aynı geleneği İstanbul'da, Üsküdar'da, Harem'de aynı geleneği ihya etmenin gururunu idrak ediyoruz" diyen Ali Erbaş, Hac ibadetinin önemine dikkati çekerek şöyle konuştu:
“Mebrur bir haccın karşılığı, cennettir. Hac arınmaktır, bağışlanmaktır. Hacı adayının kendi iç dünyasına doğru yaptığı muhasebe nedamet, tövbe, kardeşlik, dayanışma, paylaşma, hoş. Sabır gibi değerlerin ve güzel ahlakın tahkim edildiği bir yolculuk ve ibadettir."
Hacı adayları dualarla uğurlandı, Harem'de duygulu anlar yaşandı. Program ilahilerle sona erdi, hacı adayları Medine'ye hareket etti.
Hac İbadeti nedeniyle Kutsal Kabe hakkında bilgi paylaşımında bulunmak istiyorum
Kabe ; Mekke’de “Mescid-i Haram” denilen mescidin ortasında 13×11 metre ebadındaki kutsal binadır.
Müslümanların kıblesidir. Hac seyahatine çıkmanın sebebi bu binayı ziyaret ve tavaf ile Arafat’ta vakfedir.
Kabe’nin Tarihçesi kısaca şöyledir:
Kabe;Milattan bir kaç asır önce, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından yapılmıştı.
Hz.İsmail taş taşıdı, Hz. İbrahim bizzat duvar ördü ve Kabe’yi meydana getirdiler.
Safa, Merve, Arafat, Mina, Müzdellife, Harem bölgesi sınırlarını Hz. İbrahim’e Cebrail göstermişti.
Hz. Cebrail; tehlil, telbiye, Arafat, Müzdelife, Mina ve Kabe’de yapılacak bütün hac ile ilgili işlemleri de Hz. İbrahim aleyhisselama ameli olarak öğretmişti.
Kabe’nin Kısımları şunlardır:
Kabe’nin doğu köşesine “Rükn-i Hacer-i Esved” veya “Rükn-ı Şarki”; güney köşesine “Rükn-i Yemani”; batı köşesine “Rükn-i Sami”; kuzey köşesine ise “Rükn-i Irakî” denir.
Hatim ve Hicr-i Kabe: Kebe’nin kuzeybatı duvarının karşısında, 1 km yüksekliğinde 1.5 m kalınlığında, yarım daire şeklindeki duvara “Hatim”; bu duvar ile Beytullah arasındaki boşluğa “Hicr”; veya “Hatira” denir.
Hz. İbrahim’in inşa ettiği ilk şeklinde, Hicrî Kabe, Kabe’ye dahildi. Hz. Peygamberin nübüvvetinden 5 yıl önceki tamirde dışarıda bırakıldı.
Bu sebeple, tavafın “Hicr-i Kabe”nin dışından dolaşarak yapılması vaciptir. Altınoluk; bu kısmın üzerindeki duvardadır.
Kabe Kapısı ve Mültezem: Kabe’nin kuzeydoğu duvarında 2 m yükseklikte “Kabe Kapısı” bulunur.
Kuzeybatı duvarının, Rükn-i Hacer-i Esved ile kapı arasında kalan kısmına “Mültezem” denir. Makam-ı Halil İbrahim ile Zemzem kuyusu; Kabe’nin bu yanında ,kuzeydoğu duvarı arasında bulunur.
Hacerül Esved: 18-19 cm çapında kırmızı esmer, parlak bir taşdır. Tavafa buradan başlanır. Başlarken her şavt sonunda ve sa’ye başlarken Hacer-i Esved’e İstilam etmek sünnettir.
Zemzem: Kabe’nin doğusunda mübarek kuyu. Makam-ı Halil İbrahim: Kabe’nin kuzeydoğu-duvarı ile zemzem kuyusu istikametinde, Hz. İbrahim’in Kabe’yi inşa ederken iskele olarak kutlandığı taşın bulunduğu yerdir. Tavaf namazının burada kılınması efdaldir.
Mizabn Kabe (Altınoluk): Hatim’in karşısındaki duvarın üzerinde yağmur sularının aktığı altından yapılmış oluktur.
Kutsal yolculuğa çıkan hacı adaylarımıza ibadetlerinin kabulü dileklerimle…
Hoşça kalınız.